Saflar Netleşiyor
besler, bir iş sahibi yapar ve eseri ile övünür. Lakin evlat vefasız çıkarsa yandı gülüm keten
helva.
Şimdi bakıyorsunuz şu cemaate yani Fettullah Gülen Cemaatine. Bütün organlarıyla AKP
hükümetine veryansın ediyor. Neymiş efendim: Dershaneler kapatılıyormuş. Kapatılsın ne var
bunda. Siz ahret için çalışmıyor musunuz ne işiniz var dünya malıyla? Yok efendim olmaz
ekmekleri kesiliyor. Zira bu pastadan en büyük pay onların nasıl feryat etmesinler değil mi?
Hani diyecektim ki, belki Fettullah Gülen hoca efendi bu kadar değildir. Sadece etrafındakiler bu
kadar yaygara kopartıyor. Lakin Akit Gazetesinin yazdığına ve muhteremin herkül.org sitesindeki
beyanlarına bakılırsa etrafındakiler deveden kulak bile değil.
Ben de çocuğumu dershaneye verdim, vermek mecburiyetindeyim. Zira eğitim sistemimizin
kalitesi belli. Okulda almış olduğu derslerle iyi bir üniversiteye girmesi o kadar kolay değil.
Birçok şeyden fedakârlık yaparak gönderiyorum. Lakin hadi ben bir şekilde bunu hallettim
diyelim. Ama bu imkânı olmayan ne kadar aile var Türkiye de biliyor musunuz? Hal böyle olunca
nerde kaldı fırsat eşitliği? Zengin için değişen bir şey yok. Zaten onlar çocuklarını kolejlerde
okutuyorlar.
Öte yandan, bu dershaneler zaten ders verdikleri öğrenciler içerisinde birkaç tane zeki çocuğu
alır, onun üzerinde hassasiyetle durur ve yetiştirir. Diğer öğrenciler de ona sponsorluk yaparlar.
Gerçek bu. Herkes tarafından bilinmektedir ki, her dershaneye giden öğrenci istediği puanı
alarak, istediği okula giremiyor. Küçümsemek adına söylemiyorum ama kimisi Harran
Üniversitesini tutturur, okur, mezun olur ama KPSS de elli puanın üzerine çıkamaz. Öte yandan
belli başlı üniversitelerde mezun olanlar ise iş bulmaktan sıkıntı çekmedikleri gibi, yeter
miktarda alternatif taleplileri de vardır.
Tabi burada şu hususu belirtmeden geçmek de olmaz: Bu dershaneler kapatılmadan önce çok
iyi düşünülmeli, eğitimin kalitesi yükseltilmeli, öğrenci ihtiyaç duyduğu her bilgiyi
öğretmeninden alabilmeli ve daha da önemlisi okulda aldıkları eğitim şekli, dershanelerdeki
gibi üniversiteye yönelik olmalıdır.
Tabi burada en önemli hususlardan birisi de daha önceki bir yazımızda da değinildiği gibi,
dershanelerde öğretmenlik yapan bunca öğretmenin ve istihdam edilen çalışanların
durumlarıdır. Dershanelerin derhal kapatılması halinde bunca doğacak işsizsin durumları.
Malum, Ülkemizdeki resmi işsizlik oranları dahi ürkütücü boyutta.
Bu kadar öğretmenin bir anda devlet tarafından istihdam edilmesi hele hele şu ortamda asla
mümkün görünmüyor. Çünkü bir taraftan dünya henüz tam olarak global krizin etkisinden
kurtulmuş değil. Bunun yanında bizim bir de Suriyeliler sorunumuz var ki, ekonomiye
katlanamaz bir yük getirmektedir.
Bu noktaları birleştirdiğinizde, yaptığınız iş doğru bile olsa zamanlaması yanlış. Doğru yapılan
bir işte zaman ve zemin çok önemli. Zira yanlış zamanda ve yanlış zeminde yapacağınız iş
doğru da olsa yanlış algılanmaya mahkûm.
Tabi burada yine en önemli hususlardan birisi de cemaatin hükümetten bitmez tükenmez
istekleri. Sayın Başbakan da ‘’ne verdiler de biz kabul etmedik’’ diyerek, bir nevi cemaatin her
isteğinin bila istisna karşılandığını zımnen de olsa itiraf etti. Lakin anlaşılan o ki cemaat, artık
hükümeti bunalım noktasına getirdi. Öyle olmasaydı Sayın Başbakan seçimler arifesinde
cemaati karşısına almazdı. Anlaşılan istiap haddi aşıldı.
Şu gerçeği inkâr etmek kendimizi inkâr etmek demektir: herkes biliyor ki bu hükümet, en başda
memur alımları olmak üzere, çoğu konularda cemaate öncelik tanımıştır. Cemaat hep referans
olmuştur. Lakin bu günkü gazetelere baktığımızda eski istihbarat müdürlerinin ifadesiyle,
cemaat artık işi bakan atamalarına kadar müdahale edecek noktaya taşımıştır. Gayet tabidir ki,
siyaset üzerindeki askeri vesayetin kalkmasından sonra cemaatin vesayeti altına girmesi kabul
edilebilir bir durum değildir.
Burada anlaşılmayan husus, cemaat üyelerinin on bir yıldır AKP hükümetine kayıtsız şartsız
vermiş olduğu desteğin bir anda tersine çevrilerek, AKP nin en ağır bir şekilde hedef haline
getirilmiş olmasıdır.
Tabidir ki, bu durumda cemaat ve iktidar kanadında bölünmeler oluşmaktadır. Daha da
önemlisi Sayın Başbakanın ifadesiyle ‘’Bir taraf olmayan bertaraf olur’’ sözleri, taraflar arasında
da etkili olmuş ve herkes bir noktadan sonra safını belli etmeye başlamıştır. Bunun en güzel
örneği Hakan Şükür’dür. Kendisi kibarca safını belli etmiş, ağırlığını cemaat tarafına koymuştur.
Sadece Hakan Şükür mü? Tabi ki hayır. Yeni seçimlerde aday olamayacağını anlayan herkesin
safı belli olmuştur.
02 Aralık 2013 Pazartesi 21:11
YORUMLAR
- Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR
Ülkemizi Feda Etmeyelim
Acı, Tatlı, Hüzün
7 HAZİRAN SEÇİMLERİ
MEMNUNSANIZ
KAN DONDURAN DURUM
Seçim Vaadleri
SGK İcra Memurları
Birlik ve Beraberlik Zamanı
GÖEVLENDİRME YAPALIM
DELİ HÜSEYİN PAŞA
KEŞKE SAMİMİ OLSAYDI
AKP, İSTEMİYOR
TARİH VE BİZ
UTANMADINIZ MI?
ÇANAKKALE
Biz de Devlettik
Kör İle Yatan Şaşı Kalkar
Bir Memleket İsterim
Sakarya
Yarın! Geç Olabilir
Kamu Bankalarının Durumu
Kâr ve Zarar
Gündeme Dair
Sosyal Devlet
Teknolojinin Faydaları
İş Hayatı
Fişleme
AK SARAY
Ne Zamana Kadar Açılım
Zaman, Ülkücüleri Haklı Çıkardı
Ahmet Bey!
Suç Senin
Yeni Türkiye
Afiyet Olsun!..
Nefsin Perdeleri
Ahmet'e Mektup
SÜREÇ
Bu Millet Nankör!..
Öyle Mi?
Sanal Dünyamız
Adım Adım Bağımsızlık
Zamanlama Manidar
GAZZE
Bir Şarkı Söyle (Şiir)
Benim Dedem!
Ultra Cahiller
Giyotini Niye İcat Ettiniz
‘Kerkük Bir Kürdistan Artık’
Kıbrıs'taki Ruh
Hayat Güzeldir
Mitomani
Kader Mahkûmu
Hasletlerimiz
Kara Ölüm
Perşembenin Geleceği Çarşambadan Belliydi
Siyasette Think Tank
Demokrasi, Azınlıkların Bağımsızlığı mı?
Açmaz ve Çıkmazlarımız
HAK ETTİK / Ş İ İ R / ERDAL KOCA
OZAN ARİF NE DİYOR
Saplantılarımız
HATA
SON PERDE / ERDAL KOCA / ŞİİR
Kırım
Bağımsızlığın Resmi İşaretleri
Türk Glastnost Politikası
Her Yerde Kaset... Her Yerde Kaset
Gürün ve Seçim
Cemaat, İktidar ve Basın
Her Şey Normal mi?
Ağa Kızı Gülizar
Siyasetin Çirkin Olan Öteki Yüzü
Türk, Dünyada Tek Millettir
Cemaat Üyelerine Ne Oldu
Ediz Hun
İnsan ve Nefis
Dostsuz Kalmak
Başlıksız Yazı
İlk Kararlar
Adalet Tersyüz Olursa
KRAL BENİM
KARAKUŞİ KADI
Suç ve Ceza
SGK İCRA MEMURLARI EĞİTİMİ
EGO
Çakallarla Dans
Dershaneler
ŞİİR ÜZERİNE
Milliyetçilik Irkçılık mıdır?
Devlet Denince Hep Vergi Geldi Aklıma Jandarma Denince Kırbaç
Zina Suç Değil mi?
DEVRİ ALEM / ŞİİR / ERDAL KOCA
Askeriyedeki Son Durum
Cumhurbaşkanlığı Ödülleri
Türklüğe Kin Kusmak
Emekli Olmayan Memurlar ile AKP Arasındaki Ortak Bağ
Sosyal Güvenlik Kurumu’ndaki Yapılanma
İşçi Memur Ayırımı
Büyük Başın Derdi de Büyük Olur/ Erdal KOCA / Ş İ İ R
Resmi Ağızdan Ülkemizde Yaşanan Suni Refah
ÇAPULCU / ERDAL KOCA / ŞİİR
Resmi Ağızdan Ülkemizde Yaşanan Suni Refah
SURİYE'DEKİ VAHŞET GÖRÜNTÜLERİ
Türk Diplomasisi
Salim Müslim, PYD, Suriye ve Türkiye
4 EYLÜL
ORTADOĞU'DAKİ GELİŞMELER
ERDAL KOCA'NIN NİYAZI / ŞİİR
BİR ŞEHİDİN ARDINDAN / ERDAL KOCA / ŞİİR
NİYAZ
BAYRAK ŞAİRİ ARİF NİHAT ASYA
KUR'AN HAKEMDİR / ERDAL KOCA / ŞİİR
KUR'AN HAKEMDİR / ERDAL KOCA / ŞİİR
İŞTE O SENSİN / ERDAL KOCA / ŞİİR
O KİMDİR? / ERDAL KOCA / ŞİİR
BÜYÜK OLMAK / ERDAL KOCA / MAKALE
MODERN DONANIMLI FİRAVUNLAR
EY TÜRKOĞLU / ERDAL KOCA / ŞİİR
DEVLET ADAMLILIĞI
KIYAMET KOPACAK SANDIM (ŞİİR)
SATTI BİZİ MEMUR-SEN (Erdal KOCA) ŞİİR
İCRADER'İN İFTAR YEMEĞİ
CAİZE
İLMEK İLMEK ÖRDÜM HASRETİ (Erdal KOCA) ŞİİR
CAİZE
YOK YOKA SAKLANMIŞ (Erdal KOCA) Şiir
Garcia'ya mektup
SILA HASRETİ
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ÇALIŞANLARI
SU (Erdal KOCA) Şiir
FOTOGRAF (Erdal KOCA) (Şiir)
SÖYLEYEMEM ( Ş İ İ R ) (Erdal KOCA)
KÖYÜM (Ş i i r)
ALLAH KERİM ( Ş i i r )
SÖYLEYEMEM ( Ş İ İ R )
YORUM EKLE