Dostsuz Kalmak
Şayet ukalalık olarak kabul etmezseniz yazmış olduğumuz yazıları Tabi dostluklar öyle kolay kurulmuyor. Kurulursa da kolay kolay
Saygıdeğer Dostlar
yaklaşık otuz bin civarında okuyucumuzun takip etmekte olduğunu
belirtmek isterim. Yalnız bizim yazdıklarımızdan bahsetmiyorum. Yazmış
olduğumuz sitelerde tüm değerli yazarların da makalelerinden
bahsediyorum. Bu da sizin gibi dostların sayesinde oluyor.
Dost ne demektir? Dost: İnsanın iyi gününde, kötü gününde yanında
olmak, derdini, neşesini paylaşmak, gerektiğinde ekmeğini bölüşmektir
değil mi? Yoksa iyi gününde, kötü gününde yanında değilseniz, derdini
neşesini paylaşmıyorsanız, gerektiğinde ekmeğinizi bölüşmüyorsanız
sizin dost dediğiniz kişi için bir yabancıdan ne farkınız olabilir.
yıkılmıyor. Arkadaşlık da öyledir. Kurulması çok zor yıkılması da çok
zordur. Bir âlim zat diyor ki ‘’ Bir arkadaşınıza haydi gidiyoruz dediğinizde
o arkadaşınız nereye diye soruyorsa o arkadaş değildir’’ diyor, haklı da.
Zira arkadaş, arkadaş dediği kimsenin sıhri bağı olmasa da kardeşidir,
yani dostudur. Cenabı Hak’tan niyazım bizleri dostsuz bırakmamasıdır.
Evet, Saygıdeğer Dostlar:
Ne yazık ki günümüzde dostluk bağları çok zayıfladı. Her kavramın
olduğu gibi dostluk kavramının da içi boşaltıldı. Her şey artık maddiyatla
ölçülüyor. Günümüzde çokça örneklerini hep birlikte görüyoruz. Ölen bir
zenginin terekesinin paylaşımında kardeşler dahi bir birine düşman
olabiliyor. Yıllarca mahkemelerin kapısını aşındırmış olmalarına karşılık
hiçbir bayramda, hiçbir kandilde hiç kimse kimsenin kapısını açmadığı
gibi biri diğerinin cenazesine dahi gitmeyebiliyor. Ne kadar acı. Adeta
sermaye şirketleri gibi.
Değerli Dostlar:
Zaman zaman hepimizin başına gelmiştir: Sıkışık zamanlarımız olabilir,
dara düştüğümüz anlar olabilir. İşte böylesi zamanlarda insanın
güvenecek bir yakının olması, o yakının veya dostunun onun derdine
ortak olarak, gücü nispetinde ona el uzatması kadar güzel bir şey olabilir
mi? İşte böyle bir zamanda insanın sevinci en üst noktaya ulaşıyor. Çok
zordasınız, evinizi arabanızı satacaksınız ama dostunuz gelip size diyor
ki hiç olacak şey mi, biz ne günler için varız, ne kadar paraya ihtiyacın
var, al sana o kadar para. Kendini de zora sokma, benim ihtiyacım
olmadığı sürece eline ne zaman geçerse o zaman ver. Unutulacak bir
şey midir?
Gelelim madalyonun öbür yüzüne. Hiç şüphesiz ki iyilikler yapılırken
menfaat ya da karşılık gözetilmemelidir. Zira iyilik yapılan kişi, yapılan bu
iyiliğin mutlak surette farkındadır ve hiç kimse iyiliklerin altında ezilmek
istemez. Lakin o iyiliğin altında kalkacak gücünün olması gerekir. Ama
burada aslolan nankör olmamaktır.
Daha da önemlisi fani olan bu dünyada Cenabı Hakkın bu fırsatı birisine
tanımış olması. Cenabı Hak bu fırsatı ne yazık ki herkese tanımamıştır.
Hal böyle olmakla birlikte, iyiliğin manası asla maddi değildir. Manevi
iyiliklerin derecesi maddi iyiliklerden daha üstündür. Mesela, yolda
arabanızla giderken diğer sürücülerin kaza yapmasına sebep olabilecek
bir engeli yolun ortasında kaldırmak, yaralı birine yardımda bulunmak, bir
yetimi sevip okşamak, birisine güzel bir söz söylemek vs. Bunların hepsi
birer iyiliktir. Hani derler ya ‘’Sen iyilik yap denize at, balık bilmese halık
bilir’’ İşte iyilik böyle bir şey. Bir çokları buna şahittir ‘’Allah’ım bana mal
mülk verme, bana para da verme ……e ver, ben ondan borç alayım
demişimdir’’ Cenabı Allah’ta bu duamı kabul etmiş ona para vermiş ve
ben hep ondan borç almışımdır. Ona da dua ederim.
Saygıdeğer dostlarım
Memuriyet hayatımdaki mesleğim, tabiri caiz ise avanta almaya yani
rüşvet almaya çok müsait bir meslekti. Ama hiçbir zaman hakkım
olmayanın peşinden koşmadım, hiçbir zaman olmayacak bir işi rüşvet
karşılığında yapmadım. Yapılacak bir işi de yine rüşvet karşılığında
yapmamazlık yapmadım. Hatta bir gün samimiyetimiz olmayan
komşularımdan biri eve girerken komşu diye seslendi ve dönüp
buyurunuz dedim. Komşum da merakımı bağışlayınız ama ne iş
yaptığınızı merak ediyorum diye sordu ve ben de mesleğimi söyleyince
bu ev kendinizin mi yoksa kiracı mısınız diye ikinci bir soruyu sordu,
kiracı olduğumu söylediğimde …………. Bu meslekle uğraşıyorsunuz da
bir kazmaya sap olamamışsınız dedi Tabi buna ancak gülünür.
Hayattaki felsefemiz, yaradılıştaki fıtratımız o tür bir memurluğa asla izin
vermedi ve ben bu durumdan şikâyetçi de olmadım. Gerçi meslek icabı
birkaç kez töhmet altında bırakılmak istenmiş isek de çok şükür alnımızın
akıyla yara almadan aklandık. Gerçi bizde bir mantık vardır: ‘’Çamur at izi
kalsın’’ yine çok şükür ki öyle bir çamurun da üstümüzde izi yoktur.
Evet, Saygıdeğer Dostlar
Hayat böyle ama mutlaka bir sonu var. Onun için
www.antoloji.com/erdal-koca/ adresindeki ‘’Bilin Artık’’ isimli şiirim
yazımızın konusuna da denk gelmiştir.
Esen kalın
17 Ocak 2014 Cuma 12:44
YORUMLAR
- Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR
Ülkemizi Feda Etmeyelim
Acı, Tatlı, Hüzün
7 HAZİRAN SEÇİMLERİ
MEMNUNSANIZ
KAN DONDURAN DURUM
Seçim Vaadleri
SGK İcra Memurları
Birlik ve Beraberlik Zamanı
GÖEVLENDİRME YAPALIM
DELİ HÜSEYİN PAŞA
KEŞKE SAMİMİ OLSAYDI
AKP, İSTEMİYOR
TARİH VE BİZ
UTANMADINIZ MI?
ÇANAKKALE
Biz de Devlettik
Kör İle Yatan Şaşı Kalkar
Bir Memleket İsterim
Sakarya
Yarın! Geç Olabilir
Kamu Bankalarının Durumu
Kâr ve Zarar
Gündeme Dair
Sosyal Devlet
Teknolojinin Faydaları
İş Hayatı
Fişleme
AK SARAY
Ne Zamana Kadar Açılım
Zaman, Ülkücüleri Haklı Çıkardı
Ahmet Bey!
Suç Senin
Yeni Türkiye
Afiyet Olsun!..
Nefsin Perdeleri
Ahmet'e Mektup
SÜREÇ
Bu Millet Nankör!..
Öyle Mi?
Sanal Dünyamız
Adım Adım Bağımsızlık
Zamanlama Manidar
GAZZE
Bir Şarkı Söyle (Şiir)
Benim Dedem!
Ultra Cahiller
Giyotini Niye İcat Ettiniz
‘Kerkük Bir Kürdistan Artık’
Kıbrıs'taki Ruh
Hayat Güzeldir
Mitomani
Kader Mahkûmu
Hasletlerimiz
Kara Ölüm
Perşembenin Geleceği Çarşambadan Belliydi
Siyasette Think Tank
Demokrasi, Azınlıkların Bağımsızlığı mı?
Açmaz ve Çıkmazlarımız
HAK ETTİK / Ş İ İ R / ERDAL KOCA
OZAN ARİF NE DİYOR
Saplantılarımız
HATA
SON PERDE / ERDAL KOCA / ŞİİR
Kırım
Bağımsızlığın Resmi İşaretleri
Türk Glastnost Politikası
Her Yerde Kaset... Her Yerde Kaset
Gürün ve Seçim
Cemaat, İktidar ve Basın
Her Şey Normal mi?
Ağa Kızı Gülizar
Siyasetin Çirkin Olan Öteki Yüzü
Türk, Dünyada Tek Millettir
Cemaat Üyelerine Ne Oldu
Ediz Hun
İnsan ve Nefis
Başlıksız Yazı
İlk Kararlar
Adalet Tersyüz Olursa
KRAL BENİM
KARAKUŞİ KADI
Suç ve Ceza
SGK İCRA MEMURLARI EĞİTİMİ
EGO
Saflar Netleşiyor
Çakallarla Dans
Dershaneler
ŞİİR ÜZERİNE
Milliyetçilik Irkçılık mıdır?
Devlet Denince Hep Vergi Geldi Aklıma Jandarma Denince Kırbaç
Zina Suç Değil mi?
DEVRİ ALEM / ŞİİR / ERDAL KOCA
Askeriyedeki Son Durum
Cumhurbaşkanlığı Ödülleri
Türklüğe Kin Kusmak
Emekli Olmayan Memurlar ile AKP Arasındaki Ortak Bağ
Sosyal Güvenlik Kurumu’ndaki Yapılanma
İşçi Memur Ayırımı
Büyük Başın Derdi de Büyük Olur/ Erdal KOCA / Ş İ İ R
Resmi Ağızdan Ülkemizde Yaşanan Suni Refah
ÇAPULCU / ERDAL KOCA / ŞİİR
Resmi Ağızdan Ülkemizde Yaşanan Suni Refah
SURİYE'DEKİ VAHŞET GÖRÜNTÜLERİ
Türk Diplomasisi
Salim Müslim, PYD, Suriye ve Türkiye
4 EYLÜL
ORTADOĞU'DAKİ GELİŞMELER
ERDAL KOCA'NIN NİYAZI / ŞİİR
BİR ŞEHİDİN ARDINDAN / ERDAL KOCA / ŞİİR
NİYAZ
BAYRAK ŞAİRİ ARİF NİHAT ASYA
KUR'AN HAKEMDİR / ERDAL KOCA / ŞİİR
KUR'AN HAKEMDİR / ERDAL KOCA / ŞİİR
İŞTE O SENSİN / ERDAL KOCA / ŞİİR
O KİMDİR? / ERDAL KOCA / ŞİİR
BÜYÜK OLMAK / ERDAL KOCA / MAKALE
MODERN DONANIMLI FİRAVUNLAR
EY TÜRKOĞLU / ERDAL KOCA / ŞİİR
DEVLET ADAMLILIĞI
KIYAMET KOPACAK SANDIM (ŞİİR)
SATTI BİZİ MEMUR-SEN (Erdal KOCA) ŞİİR
İCRADER'İN İFTAR YEMEĞİ
CAİZE
İLMEK İLMEK ÖRDÜM HASRETİ (Erdal KOCA) ŞİİR
CAİZE
YOK YOKA SAKLANMIŞ (Erdal KOCA) Şiir
Garcia'ya mektup
SILA HASRETİ
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ÇALIŞANLARI
SU (Erdal KOCA) Şiir
FOTOGRAF (Erdal KOCA) (Şiir)
SÖYLEYEMEM ( Ş İ İ R ) (Erdal KOCA)
KÖYÜM (Ş i i r)
ALLAH KERİM ( Ş i i r )
SÖYLEYEMEM ( Ş İ İ R )
YORUM EKLE