Dershaneler
Merhaba sevgili okuyucular
Malumunuz olduğu üzere, hükümetin ve dolaysıyla Ülkenin gündemini oldukça meşgul eden en
önemli konulardan birisi özel dershanelerin kapatılması, bir diğeri de Sayın Başbakanın meşhur
Diyarbakır gösterisi.
Dershanelerin kapatılması konusunda Sayın Başbakanın vermiş olduğu kararın arkasında
durması, cemaat ile hükümetin arasını açtığı gibi, aynı kesimdeki insanların da cemaat yanlısı ve
Başbakan yanlısı olarak ikiye bölünmesine neden oldu.
Bu konuya tam olarak girmeden önce bir hususu belirtmek isterim. Bildiğiniz gibi, askerin
üzerindeki vesayeti nedeniyle daha önceki hükümetlerin iş ve işlemlerinde, alacakları kararlarda
acaba asker buna ne der gibi bir sıkıntı gerçekten vardı ve hükümetlerin bu konuda dirayetli
oldukları Özal dönemi hariç pek görülmemiştir.
Tabi ki demokratik bir rejimlerde böyle bir durumun varlığı yani harici bir gücün Milletin hür i
iradesiyle seçilerek gelenler üzerindeki vesayeti kabul edilebilir bir durum değildir. Ne yazık ki bu
duruma herkes o zaman seyirci kalmıştır.
AKP iktidarının özellikle üçüncü döneminde bu durum tamamen yıkılmış, askerin seçilmişler
üzerinde hiçbir etkisi kalmamış ve hatta asker siyasi otoritenin emrine tabi olmuştur. Aslında
demokrasilerde doğru olan da budur.
Ancak, AKP iktidarı, askeri vesayetten kurtulmuş ama bu defa da cemaatin vesayeti kendisini baş
göstermiş, birçok konuda hükümetin ve hatta demokrasinin olmazsa olmaz kuralları arasında olan
güçler ayrılığı prensibi altüst olmuş, daha önceki iktidarlardan bir farkı kalmamıştır. Onlar asker
vesayeti altındaydı bunlar cemaatin vesayeti altında.
Cemaatin Yasama, Yürütme ve Yargı üzerindeki akıllara durgunluk veren etkisi, insanların bu
kurumlara olan güvenini sarsmıştır. Yani insanlar, artık yargının vereceği kararlarda tarafsız
olduğuna inanmıyor, polisin tarafsız olduğuna inanmıyor, kamu kurum ve kuruluşlarının da düzen
tarafında olduğunu hiç kimse inkâr etmiyor. Zira onlar da aynı düşüncede olmasalar da günü öyle
kurtarıyorlar.
Sayın başbakan da zaten ‘’Cemaatten ne geldi de biz geri çevirdik’’ diyerek bu durumu
kabullenmiş durumda.
İlginç olan şu: AKP’nin tabanını oluşturan ve daha önceki Sayın Erbakan’dan kalan seçmenlerin
hemen hemen tamamı şu parti zamanında şu olmadı mı, bu parti zamanında bu olmadı mı
diyerek adeta bu iktidarın teamüllere aykırı işlerine meşruiyet kazandırmaya çalışmaları. Sanki
daha önce bir haksızlığın yapılmış olması bunlara da haksızlık yapma hakkı veriyor.
Yazımızın başına dönecek olursak, dershanelerin kapatılması konusu açıkça görüldüğü üzere
Cemaat ile iktidarı karşı karşıya getirmiştir. Hatta öyle ki Hakan Şükür bile safını belli etti.
İktidarlar gelip geçici cemaat kalıcı!
Daha önceki Silivri olaylarından da bunu sanırım herkes fark etmişti: Sayın Başbakan da uzun
tutukluluk sürelerine karşı çıkmış olmasına rağmen çaresiz kalmışdı. Cemaatin bu tür baskıları
Sayın Başbakanı adeta dar bir çembere sokmuş, sürekli sıkıştırıyordu ve Sayın Başbakan
patlama noktasına gelmişti ve patladı.
Aslında Cemaat bu durumun farkındaydı. Ancak, AKP nin iktidar olmasındaki yegâne gücün
kendilerinin olduğunu düşünüyorlardı. Ama durum, Milleti de ikiye bölmüş hatta diğer kesime
oldukça büyük haksızlıklar yapıldığını bir türlü kabullenememişlerdir.
Sosyal bir devletteki ilkeler altüst olmuş, Devletin imkânlarında sadece AKP ye kaydı olan ve
cemaat tarafından bilinen kesim ve kişilere yapılması tüm dengeleri yine altüst etmiştir.
Sayın Başbakan bu durumun farkında ve bir taraftan paketler açarak AB Müktesebatına uyum
sağlamaya çalışırken diğer taraftan içeride yaşanan sosyal adaletsizliğin vebalini yüklenerek
Huzur-u Mahşerde bunun hesabının verilemeyeceğini biliyor.
Ama cemaat, kendinden olanları Müslüman, olmayanları da kafir sayıyorlar. Söylemlerinde her ne
kadar cihanşümul düşünüyormuş gibi görünseler de fiiliyatta böyle olmadığını kendiler dahil
herkes biliyor.
Cemaat, Allah yolunda mücadele veriyorsa bıraksın şu dünyalık işleri. BİR LOKMA BİR HIRKA
var mı böyle bir felsefeleri? O zaman herkes ama herkes onlarla bir olur. Ama nerde? Her şey
para.
Fakir bu Millet, çoluğunun çocuğunun rızkını özel dershanelere yatıracak, onlar para kazanacak
ve bu kafayla da cennete gidecekler.
Bırakın eşit bir eğitim sistemi gelsin de herkes eşit eğitim alsın. Parası olmayan fakir ne yapacak?
Bu kul hakkı değil midir, nasıl vereceksiniz bunun hesabını? Sizin kesim maşallah hepsi zengin.
Kadın, kız, çoluk çocuk kamyon gibi ciplerle geziyor.
Öte yandan, şimdi bir de gittiğin dershane önemli. Cemaatten olmayan bir dershaneye gittiğinizde
istikbaliniz de yok.
Sevgili okuyucular
Elhamdülillah biz de Müslümanız ve o yüce Peygamberin ümmeti olmakdan şeref duyuyoruz lakin
o yüce Peygamberin ve bu kutsal dinin adına yapılan işlerin artık suyu çıktı. Kıyamet gününün
hesabını yapanlar artık ellerini dünyalık işlerden çeksinler.
Bu konuda sonuna kadar Sayın Başbakanın arkasındayım.
25 Kasım 2013 Pazartesi 09:35
YORUMLAR
- Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR
Ülkemizi Feda Etmeyelim
Acı, Tatlı, Hüzün
7 HAZİRAN SEÇİMLERİ
MEMNUNSANIZ
KAN DONDURAN DURUM
Seçim Vaadleri
SGK İcra Memurları
Birlik ve Beraberlik Zamanı
GÖEVLENDİRME YAPALIM
DELİ HÜSEYİN PAŞA
KEŞKE SAMİMİ OLSAYDI
AKP, İSTEMİYOR
TARİH VE BİZ
UTANMADINIZ MI?
ÇANAKKALE
Biz de Devlettik
Kör İle Yatan Şaşı Kalkar
Bir Memleket İsterim
Sakarya
Yarın! Geç Olabilir
Kamu Bankalarının Durumu
Kâr ve Zarar
Gündeme Dair
Sosyal Devlet
Teknolojinin Faydaları
İş Hayatı
Fişleme
AK SARAY
Ne Zamana Kadar Açılım
Zaman, Ülkücüleri Haklı Çıkardı
Ahmet Bey!
Suç Senin
Yeni Türkiye
Afiyet Olsun!..
Nefsin Perdeleri
Ahmet'e Mektup
SÜREÇ
Bu Millet Nankör!..
Öyle Mi?
Sanal Dünyamız
Adım Adım Bağımsızlık
Zamanlama Manidar
GAZZE
Bir Şarkı Söyle (Şiir)
Benim Dedem!
Ultra Cahiller
Giyotini Niye İcat Ettiniz
‘Kerkük Bir Kürdistan Artık’
Kıbrıs'taki Ruh
Hayat Güzeldir
Mitomani
Kader Mahkûmu
Hasletlerimiz
Kara Ölüm
Perşembenin Geleceği Çarşambadan Belliydi
Siyasette Think Tank
Demokrasi, Azınlıkların Bağımsızlığı mı?
Açmaz ve Çıkmazlarımız
HAK ETTİK / Ş İ İ R / ERDAL KOCA
OZAN ARİF NE DİYOR
Saplantılarımız
HATA
SON PERDE / ERDAL KOCA / ŞİİR
Kırım
Bağımsızlığın Resmi İşaretleri
Türk Glastnost Politikası
Her Yerde Kaset... Her Yerde Kaset
Gürün ve Seçim
Cemaat, İktidar ve Basın
Her Şey Normal mi?
Ağa Kızı Gülizar
Siyasetin Çirkin Olan Öteki Yüzü
Türk, Dünyada Tek Millettir
Cemaat Üyelerine Ne Oldu
Ediz Hun
İnsan ve Nefis
Dostsuz Kalmak
Başlıksız Yazı
İlk Kararlar
Adalet Tersyüz Olursa
KRAL BENİM
KARAKUŞİ KADI
Suç ve Ceza
SGK İCRA MEMURLARI EĞİTİMİ
EGO
Saflar Netleşiyor
Çakallarla Dans
ŞİİR ÜZERİNE
Milliyetçilik Irkçılık mıdır?
Devlet Denince Hep Vergi Geldi Aklıma Jandarma Denince Kırbaç
Zina Suç Değil mi?
DEVRİ ALEM / ŞİİR / ERDAL KOCA
Askeriyedeki Son Durum
Cumhurbaşkanlığı Ödülleri
Türklüğe Kin Kusmak
Emekli Olmayan Memurlar ile AKP Arasındaki Ortak Bağ
Sosyal Güvenlik Kurumu’ndaki Yapılanma
İşçi Memur Ayırımı
Büyük Başın Derdi de Büyük Olur/ Erdal KOCA / Ş İ İ R
Resmi Ağızdan Ülkemizde Yaşanan Suni Refah
ÇAPULCU / ERDAL KOCA / ŞİİR
Resmi Ağızdan Ülkemizde Yaşanan Suni Refah
SURİYE'DEKİ VAHŞET GÖRÜNTÜLERİ
Türk Diplomasisi
Salim Müslim, PYD, Suriye ve Türkiye
4 EYLÜL
ORTADOĞU'DAKİ GELİŞMELER
ERDAL KOCA'NIN NİYAZI / ŞİİR
BİR ŞEHİDİN ARDINDAN / ERDAL KOCA / ŞİİR
NİYAZ
BAYRAK ŞAİRİ ARİF NİHAT ASYA
KUR'AN HAKEMDİR / ERDAL KOCA / ŞİİR
KUR'AN HAKEMDİR / ERDAL KOCA / ŞİİR
İŞTE O SENSİN / ERDAL KOCA / ŞİİR
O KİMDİR? / ERDAL KOCA / ŞİİR
BÜYÜK OLMAK / ERDAL KOCA / MAKALE
MODERN DONANIMLI FİRAVUNLAR
EY TÜRKOĞLU / ERDAL KOCA / ŞİİR
DEVLET ADAMLILIĞI
KIYAMET KOPACAK SANDIM (ŞİİR)
SATTI BİZİ MEMUR-SEN (Erdal KOCA) ŞİİR
İCRADER'İN İFTAR YEMEĞİ
CAİZE
İLMEK İLMEK ÖRDÜM HASRETİ (Erdal KOCA) ŞİİR
CAİZE
YOK YOKA SAKLANMIŞ (Erdal KOCA) Şiir
Garcia'ya mektup
SILA HASRETİ
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ÇALIŞANLARI
SU (Erdal KOCA) Şiir
FOTOGRAF (Erdal KOCA) (Şiir)
SÖYLEYEMEM ( Ş İ İ R ) (Erdal KOCA)
KÖYÜM (Ş i i r)
ALLAH KERİM ( Ş i i r )
SÖYLEYEMEM ( Ş İ İ R )
YORUM EKLE