DELİ HÜSEYİN PAŞA
Saygıdeğer okuyucular Bizim tarihimiz, Türklüğün var oluşundan beri mertliklerle dolu olup, hileyi, desiseyi bilmezdi ve onun için de gizli, kapaklı oyunlara hep ‘’Bizans Oyunu’’ denirdi. Ama ne yazık ki, zamanla bizim de kültürümüz, töremiz ve de önemlisi kanımız bozuldu, hile ve desisede, yalan söylemede mahir, hatta dünyada önde gelen milletlerden olduk. Hatta, bu konuda belki üstümüze de yoktur. Yalanın, hilenin, düzenbazlığın ve günlük, dünyalık çıkarlarımız uğruna neler yapabileceğimizin en güzel örneklerinden birini size Osmanlı tarihinden vermek istiyorum. Deli Hüseyin Paşa: Alınması mümkün değil denilen GİRİT fatihi! Deli Hüseyin Paşa , sarayda ‘’ Zülüflü baltacılardandır’’ Seferlerinde nâm yapmış, şan almış dirayetli bey, kısa zamanda yükselir ve ‘’Girit Seferine Serdar olur’’ Onun yavuzluğu ya da Osmanlı tabiri ile ‘’Deliliği’’, savaşla alınması mümkün değildir denilen Girit’e tayin edilmesinde etkili olmuştur. Çünkü, o, merkezden mühimmat, asker ve erzak gelmemesine rağmen, bin bir müşkülat içinde de olsa mücadelesinde ısrarlıdır. Çünkü, ‘’Akıllı’’ olan onun yaptığını yapamaz! Yapamaz, zira bizim huyumuzdur, devlet adına sahip çıkmaya çalışan bazıları hep bu ‘’delilerin’’ yolunu kesmiş ve onları yok etmek istemişlerdir. Maalesef Deli Hüseyin Paşa’da istisna değildir. Onun kaderi de kendine haset edenlere kurban gitmektir. Girit’ te onun kumandası altında bulunan Zurnasen Mustafa Paşa, Hüseyin Paşayı çekemez , onu devirmeyi kafasına koyar ve askerleri kışkırtarak kazan kaldırır: - Bize yeteri kadar kuvvet, cephane ve lağımcı gelmezse siperlere giremeyiz! Derler - Zurnasen Mustafa Paşa bununla da yetinmez, günümüzde de geçerli olan ‘’iftiraları’’ devreye sokar. - Serdar’ın küffâr ile gizli sözü vardır! Yani vatanhainliği! Asker, paşayı öldürmek ister ve o yiğit serdar, askerin önüne çıkar: - Bre utanmazlar! A’day-ı dinime karşı şerefimi ayaklar altına aldınız; muhalif-i din olan milletlerden hiçbir zerre serdar zabitlerine bu resme ihanet ettikleri duyulmuş mudur? Asker, bu mertçe çıkıştan sonra pişman olur. İşte, artık, Zurnasen ne yapsın! Gider, Deli Hüseyin Paşa’nın ‘’ayaklarını’’ öperek bağışlanmasını diler, diğer iftiracılar da hemen tornistan yaparak, paşanın kulu ve kölesi olurlar. Deli Hüseyin Paşa Girit’i kahramanca savunurken, onu çekemeyen de maalesef çoktur. Onun şöhretini ve başarısını kıskananlar arasında İstanbul’da vezir-i azam da bulunmaktadır ve padişah’a şikâyet ederler ve derler ki, Paşa, Girit’te askere eziyet etmektedir. Deli Hüseyin Paşa yine gürler: …! Baka, gaza yoldaşlarım. Hak kelâmı ne ise diriğ (Esirgeme) etmeyin; dünya ve ahirette sizden şehadet isterim!... Girit’teki asker, Paşanın yanında kenetlenir ve bu badirede aşılır. Padişah, önce gerçeği görür ve Deli Hüseyin Paşa’yı sadarete getirir. Ancak irade-i şahane Girit’e varmadan, ona haset edenler yine hünkârın kanına girerler. Emir, tebliğ olmadan , Deli Hüseyin Paşa getirilmediği makamdan azlolunur. Sadarete gelen Köprülü Mehmet Paşa bile bu ‘’yiğitten’’ korkmaktadır, nefsine kapılır ve onu bir an önce devre dışı bırakmayı düşünür. Gidip padişah’a ‘’ Kendisine onca akçe ve mühimmat gönderdik, başarılı olamadı’’ diye yalan söyler. Ve… Bu yalan/dolanlara akıl erdiremeyen Paşa, pasif göreve alınır ama buradan da kendisine rahat vermezler, kellesi istenmektedir. Artık onun da bu oyunlar karşısında takati kalmamış ‘’Bana edenleri Allah’a havale ettim!’’ diyerek boynunu cellada uzatır! Allah ona rahmet etsin. Saygıdeğer Okuyucular Ne yazık ki tarihimizde, özellikle de Osmanlı’dan böyle hayata hüzünlü vedalar olmuştur. Ancak tarih onları aklamış, gerçekler gün yüzüne çıkmış ve mağdurların arkasında rahmet okunmaktadır. Buna karşılık düzenbazlara – bu satırlarda yer vermek istemezdim ama- lanet okunmaktadır. Hepsi gerçek dünyalarına kavuşmuş ve Cenabı Hak huzurunda yüce divandadırlar. Ve… Yine, Allah ile kul arasındaki hakların belki Cenabı Hak tarafından affı mümkündür ama, bir ayet-i kerimesinde huzuruma ‘’Kul Hakkı’’yla gelmeyin diyor.
26 Mart 2015 Perşembe 09:33
YORUMLAR
- Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR
Ülkemizi Feda Etmeyelim
Acı, Tatlı, Hüzün
7 HAZİRAN SEÇİMLERİ
MEMNUNSANIZ
KAN DONDURAN DURUM
Seçim Vaadleri
SGK İcra Memurları
Birlik ve Beraberlik Zamanı
GÖEVLENDİRME YAPALIM
KEŞKE SAMİMİ OLSAYDI
AKP, İSTEMİYOR
TARİH VE BİZ
UTANMADINIZ MI?
ÇANAKKALE
Biz de Devlettik
Kör İle Yatan Şaşı Kalkar
Bir Memleket İsterim
Sakarya
Yarın! Geç Olabilir
Kamu Bankalarının Durumu
Kâr ve Zarar
Gündeme Dair
Sosyal Devlet
Teknolojinin Faydaları
İş Hayatı
Fişleme
AK SARAY
Ne Zamana Kadar Açılım
Zaman, Ülkücüleri Haklı Çıkardı
Ahmet Bey!
Suç Senin
Yeni Türkiye
Afiyet Olsun!..
Nefsin Perdeleri
Ahmet'e Mektup
SÜREÇ
Bu Millet Nankör!..
Öyle Mi?
Sanal Dünyamız
Adım Adım Bağımsızlık
Zamanlama Manidar
GAZZE
Bir Şarkı Söyle (Şiir)
Benim Dedem!
Ultra Cahiller
Giyotini Niye İcat Ettiniz
‘Kerkük Bir Kürdistan Artık’
Kıbrıs'taki Ruh
Hayat Güzeldir
Mitomani
Kader Mahkûmu
Hasletlerimiz
Kara Ölüm
Perşembenin Geleceği Çarşambadan Belliydi
Siyasette Think Tank
Demokrasi, Azınlıkların Bağımsızlığı mı?
Açmaz ve Çıkmazlarımız
HAK ETTİK / Ş İ İ R / ERDAL KOCA
OZAN ARİF NE DİYOR
Saplantılarımız
HATA
SON PERDE / ERDAL KOCA / ŞİİR
Kırım
Bağımsızlığın Resmi İşaretleri
Türk Glastnost Politikası
Her Yerde Kaset... Her Yerde Kaset
Gürün ve Seçim
Cemaat, İktidar ve Basın
Her Şey Normal mi?
Ağa Kızı Gülizar
Siyasetin Çirkin Olan Öteki Yüzü
Türk, Dünyada Tek Millettir
Cemaat Üyelerine Ne Oldu
Ediz Hun
İnsan ve Nefis
Dostsuz Kalmak
Başlıksız Yazı
İlk Kararlar
Adalet Tersyüz Olursa
KRAL BENİM
KARAKUŞİ KADI
Suç ve Ceza
SGK İCRA MEMURLARI EĞİTİMİ
EGO
Saflar Netleşiyor
Çakallarla Dans
Dershaneler
ŞİİR ÜZERİNE
Milliyetçilik Irkçılık mıdır?
Devlet Denince Hep Vergi Geldi Aklıma Jandarma Denince Kırbaç
Zina Suç Değil mi?
DEVRİ ALEM / ŞİİR / ERDAL KOCA
Askeriyedeki Son Durum
Cumhurbaşkanlığı Ödülleri
Türklüğe Kin Kusmak
Emekli Olmayan Memurlar ile AKP Arasındaki Ortak Bağ
Sosyal Güvenlik Kurumu’ndaki Yapılanma
İşçi Memur Ayırımı
Büyük Başın Derdi de Büyük Olur/ Erdal KOCA / Ş İ İ R
Resmi Ağızdan Ülkemizde Yaşanan Suni Refah
ÇAPULCU / ERDAL KOCA / ŞİİR
Resmi Ağızdan Ülkemizde Yaşanan Suni Refah
SURİYE'DEKİ VAHŞET GÖRÜNTÜLERİ
Türk Diplomasisi
Salim Müslim, PYD, Suriye ve Türkiye
4 EYLÜL
ORTADOĞU'DAKİ GELİŞMELER
ERDAL KOCA'NIN NİYAZI / ŞİİR
BİR ŞEHİDİN ARDINDAN / ERDAL KOCA / ŞİİR
NİYAZ
BAYRAK ŞAİRİ ARİF NİHAT ASYA
KUR'AN HAKEMDİR / ERDAL KOCA / ŞİİR
KUR'AN HAKEMDİR / ERDAL KOCA / ŞİİR
İŞTE O SENSİN / ERDAL KOCA / ŞİİR
O KİMDİR? / ERDAL KOCA / ŞİİR
BÜYÜK OLMAK / ERDAL KOCA / MAKALE
MODERN DONANIMLI FİRAVUNLAR
EY TÜRKOĞLU / ERDAL KOCA / ŞİİR
DEVLET ADAMLILIĞI
KIYAMET KOPACAK SANDIM (ŞİİR)
SATTI BİZİ MEMUR-SEN (Erdal KOCA) ŞİİR
İCRADER'İN İFTAR YEMEĞİ
CAİZE
İLMEK İLMEK ÖRDÜM HASRETİ (Erdal KOCA) ŞİİR
CAİZE
YOK YOKA SAKLANMIŞ (Erdal KOCA) Şiir
Garcia'ya mektup
SILA HASRETİ
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ÇALIŞANLARI
SU (Erdal KOCA) Şiir
FOTOGRAF (Erdal KOCA) (Şiir)
SÖYLEYEMEM ( Ş İ İ R ) (Erdal KOCA)
KÖYÜM (Ş i i r)
ALLAH KERİM ( Ş i i r )
SÖYLEYEMEM ( Ş İ İ R )
YORUM EKLE